TURİZM STRATEJİSİ 2023 İLE İLGİLİ GÖRÜŞ

2817

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI TARAFINDAN HAZIRLANAN VE TÜRK TURİZMİNİN 17 YILLIK GELECEĞİNİN PLANLANDIĞI ‘’TÜRKİYE TURİZM STRATEJİSİ-2023 TASLAK RAPORU’’ ODAMIZ YÖNETİM KURULU’NUN 31.08.2006 TARİHLİ TOPLANTISINDA GÖRÜŞÜLEREK, RAPOR İLE İLGİLİ GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİMİZİN AŞAĞIDAKİ ŞEKLİ İLE İLGİLİ TURİZM BAKANLIĞI VE İLGİLİ BİRİMLERE İLETİLMESİNE KARAR VERİLMİŞTİR.

“TÜRKİYE TURİZM STRATEJİSİ 2023” TASLAK RAPORU İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER A) PLANIN GENEL DEĞERLENDİRMESİ Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiyenin 17 yıllık Turizm Stratejisini içeren “Türkiye Turizm Stratejisi 2023” taslak çalışması genel anlamda ve bölgemiz için olası etkileri bakımından incelenmiş olup, taslak ile ilgili görüşlerimiz aşağıya çıkarılmıştır. Genel olarak bu güne kadar sürekli eleştiri konusu olan Türk Turizminin bir Master planının olmayışı konusu ile ilgili ilk kez ciddi ve kapsamlı bir çalışmanın yapılmış olması son derece sevindiricidir. Rapora sağlıklı kaynak olmayışının yarattığı bazı bilgi eksiklikleri ve değişik görüşlerimiz olmakla birlikte, stratejik planlama mantığı çerçevesinde böyle bir planın hazırlanarak tartışmaya açılması sektörün geleceği için son derece önemli bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. Bu düşünceler ışığında raporun geneli ile ilgili görüş ve önerilerimiz: • Belirlenen hedefler ve stratejinin dayanağı Türkiye’nin AB’ye üyeliğine bağlanmış olup, turist sayısındaki artış, hedef pazarlardaki gelişme ve diğer tahminler bu bağlantı üzerine kurulmuştur. Raporda olası değişik senaryolara da yer verilmekle birlikte, bu senaryonun gerçekleşmemesi durumunda rakamlar arasında iki katı bir fark oluşmaktadır. Bu nedenle ikinci senaryonun oluşumu halinde bu farkı giderecek bir strateji geliştirilmelidir. • Taslak çok geniş bir kitle ve sektörü içine alan Turizm sektörü ile ilgili konuların nerdeyse tamamına yer vermiştir. Ancak raporda öngörülen çalışmaların ve düzenlemelerin büyük bir kısmı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın görev alanının dışında kalmaktadır. Bu nedenle anılan stratejinin ve beklentilere ulaşabilmek için taslakta yer alan hedefler ile ilgili düzenleme ve yatırım alanına giren kurum, kuruluş ve bakanlıkların da kendi planlarında bu hedeflere paralel stratejiler ortaya koyması, yada bu plana ilgili tüm kuruluşların iştirak etmesinin yasal altyapısı hayata geçirilmelidir. Aksi takdirde söz konusu plan sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın temennisi olarak kalacaktır. • Söz konusu taslak planda öngörülen yatırımlar doğru ve gerçekçi olmakla birlikte bu yatırımlar için bir zaman çizelgesi ve takvim bulunmamakta, söz konusu yatırımların kaynağı olarak, sektör kuruluşlar ve sektörün katkılarından basedilmekle birlikte bu konuda somut kaynaklar yer almamaktadır. • Halen turzim sektörü içinde en büyük paya sahip olan Kıyı Turizmi ile ilgili bu güne kadar oluşan kapasiteye ve oluşturulan merkezlerin karşı karşıya bulunduğu sorunların çözümü konusuna yer verilmekle birlikte, belirlenen hedefler itibarı ile yeni turizm merkezileri ve son olarak turizm kentleri projeleri ile kaynakların başka alanlara kaydırıldığı görülmektedir. Bu bağlamda bu gün Türk turizminin temel sorunu yatak arzı ve kalitesindeki bir eksiklik olmadığı, mevcut arzın verimli pazarlanması sorunun ağılıkta olduğu görülmektedir. Bu açıdan hedef planda kıyı turizmine yönelik yeni yatak arzını körükleyecek turizm alan ve merkezleri ile turizm kentleri projesine öncelik vermek yerine, daha önce oluşmuş turizm alanlarının sorununun çözümüne öncelik verilmelidir. • 2006 yılından 2023 yılına kadar 17 yıllık bir süreç öngören raporun, ülkemizin siyasi geçmişine baktığımız zaman çok da inandırıcı olamayacağı görülmektedir. 2006 yılından 17 yıl öncesi olan 1989 yılından bu yana toplam 13 ayrı hükümet ve 17 Turizm Bakanı görev yapmıştır. Bu görevlerde en uzun süre göre yapan bile 31 ay 7 gün Bakanlık görevini sürdürebilmiştir. Bu güne kadar belirlenen tüm turizm politikaları da siyasi değişimlerde her zaman farklılıklar göstermiştir. Bu nedenle planın bu değişkenlik için de sürdürülebilirliğini sağlayacak yasal tedbirler alınmalı ve hayata geçirilmelidir. B) PLANIN ALANYA AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:
• Söz konusu planda Alanya kapasite itibarı ile doymuş ve iyileştirilecek turizm alanları içinde sayılmıştır. Bu konuda da raporun 23’uncu sayfasında ‘’Mevcut Turizm Alanlarının İyişeltirileceği Bölgeler ‘’ ve bu kapsama yapılacak çalışmalar sayılmıştır. İlçemizin de içinde bulunduğu söz konusu bölgeler için önerilen bu düzenlemeler doğru olmakla birlikte, yaşanan olumsuzlukların kaynağı olan (İdari bölünmüşlük, yerel yönetimler yasasından kaynaklanan sorunlar vb) konuların çözümüne yönelik bir düzenleme öngörülmemektedir. • Alanya ayrıca Raporun 228’inci sayfasında öngörülen ‘’Şehir Turizm Kentleri’’ tanımına da uyaması ve bu alanlar için yapılacak düzenlemelere de gereksinim duymasına rağmen, söz konusu alanlar için belirlenen … Metropol ölçeğinde.. ifadesi ilçemizi kapsamamaktadır. Bu amaçla rapora şehir turizmi yapılması planlanan alanlar için öngörülen işlerin ilçemizi de kapsayacak şekilde düzenlenmesi yararlı olacaktır. • İlçemiz ve İlçemiz benzeri kent içi turizm yapan yörelerde son yılarda ortaya çıkan ve bir nevi turizm kolu olan inşaat ve emlak satın almaya dayalı turizm faaliyetinden raporda hiç bahsedilmemektedir. Her ne kadar inşaat sektörü olarak algılansa da, yapılan konutların yabancı uyruklulara satılması ve bunların yarattığı etkileri turizm sektörü ve turizm girdileri ile doğrudan ilgilidir. Bu amaçla söz konusu raporda bu konuya da yer verilerek, ülkenin turizm kaynaklarının planlanması ve kullanılması açısından yabancıların mülk edinimi ve yabancılara yönelik konut üretimi konusunda ciddi staretejilerin belirlenmesine ve yasal altyapısının eksiksiz olarak oluşturulmasına ihtiyaç vardır. • Raporda ve genel Hükümet politikalarında öncelik olarak seslendirilen ‘’Turizm Kentleri’’ projesi ile yaratılacak yeni yatak arzaları ilçemiz ve ilçemiz gibi turizme önce başlamış yöreleri şu mevcut durum itibarı ile olumsuz etkileyecek ve kamu kaynaklarının etkin kullanımını önleyecek girişimlerdir. Bu amaçla söz konusu projeleri önceliğe almak yerine, mevcut kaynakların ilçemiz ve ilçemiz benzeri turizm merkezlerinin sorunlarının çözümü ve etkin pazarlaması konusuna öncelik verilmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır. • Bu görüşlerimizin yanında, planda Alanya için olumlu sonuçlar doğurabilecek yatırımlara da yer verilmesi de sevindirici bir gelişmedir. Bunlardan en önemlisi ve ilçemizin temel sorunlarından olan havalimanı konusunda Manavgat Alanya arasında yeni bir havalimanının programlanmasıdır. Yine bölgemizin altyapı sorunlarının çözümünde 1990 lı yılların başında gündeme gelen ATAK projesinin yeniden hayata geçirilme düşüncesi ile, ilçemizde yapımı planlanan iki adet golf sahası olumlu gelişmelerdir. Bölgemizde turizm çeşitliliğinin gelişmesi anlamında katkı sağlayacak olan Akdağ kayak merkezine de planda yer verilmesi bölgemiz adına olumlu olarak değerlendirilmiştir.