TİCARET SİCİLİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN DUYURU

4382

ORTAĞIN ŞİRKETTEN OLAN ALACAĞI VE ŞİRKETLERDE SERMAYE ARTIRIMI HAKKINDA DUYURU

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun ilgili hükümleri uyarınca; Anonim ve Limited Şirketlerde ortağın, şirketten olan alacağını şirketin sermaye artırımına konu edebilmesi ile Anonim ve Limited Şirketlerin sermaye artırımında Kanunun 376 ncı madde hükümlerime göre işlem yapılması sırasında dikkat edilmesi gereken hususlar aşağıda açıklanmış olup;

Ortağın şirketten olan alacağının, yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir raporu ya da denetime tabi şirketlerde denetçinin bu tespitlere ilişkin raporu ile sermaye artırımına konu edilebilmesi için; bu alacağın yalnızca şirkete nakit olarak verilen borçtan kaynaklanması ve ibraz edilen raporda da bu alacağın nakdi borçlanmadan kaynaklandığının açıkça belirtilmesi, bunun dışında kalan ortakların alacakları bakımından yapılacak tespitin ise 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 343 üncü maddesi uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce hazırlanacak raporla yapılması gerekmektedir.

Anonim ve Limited Şirketlerin sermaye artırımı sırasında ,tespit edilen şirket özvarlığının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 376 ncı maddesinin bir ve ikinci fıkraları kapsamında yer alması halinde şirket tarafından yapılması gereken işlemler söz konusu madde de düzenlenmiş olup, 376 ncı maddenin birinci fıkrasına göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığının anlaşılması halinde, yönetim kurulunun, genel kurulu hemen toplantıya çağıracağı ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunacağı, ikinci fıkrasına göre, son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhal toplantıya çağrılan genel kurulun, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirketin kendiliğinden sona ereceği; üçüncü fıkrasına göre ise, şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulunun, aktiflerin hem işletmenin devamı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartacağı, bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması halinde, yönetim kurulunun, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildireceği ve şirketin iflasını isteyeceği hüküm altına alınmıştır.

Söz konusu madde uyarınca; şirketin borca batık olması halinde mezkür maddenin üçüncü fıkrası çerçevesinde hareket edilmesi gerekmekle birlikte, bu durumda şirket sermayesinin borca batıklığı ortadan kaldıracak şekilde arttırılması da mümkün bulunmaktadır. Ancak yapılacak artırım sonucunda şirket sermayesinin, kanunun sermaye kaybına ilişkin önlemler alınmasını gerekli kıldığı tutarların üzerinde olması; bir başka deyişle, şirket sermayesi ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısını aşan kısmının korunmuş olması gerekmektedir. Diğer taraftan, borca batıklık durumunda sermaye artırımının ayni veya nakdi olarak yapılması mümkün bulunmaktadır.

İlgili kanun maddesi: Sermayenin kaybı, borca batık olma durumu MADDE 376- (1) Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.

(2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.

(3) (Değişik: 26/6/2012-6335/16 md.) Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister. Meğerki, iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olsun. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur.