Foto Galeri

UZMANLAR TORBA YASASINDAKİ DEĞİŞİKLİKLERİ ANLATTI

3887

ÇALIŞMA HAYATINA GETİRİLEN DEĞİŞİKLİKLER  ANLATILDI ALTSO, 14 Mart 2011 Pazartesi günü kamuoyunda Torba Yasası olarak bilinen yasanın getirdiği yeniliklerden olan “SGK Borçlarının Yapılandırılmasının Usul Ve Esasları İle Sosyal Güvenlik Ve İş Mevzuatında Değişikliklerin” anlatılacağı bir seminer düzenledi.

Saat 10. 00’da ALTSO Toplantı Salonu’nda başlayan  seminere konuşmacı olarak Türkiye Belediyeler Birliği SGK İş Hukuku Danışmanı Mahmut Çolak  ile  SGK Başmüfettişi ve Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Derneği Genel Başkanı İsa Karakaş katıldı.

Öğleden önceki ilk oturumun konuşmacısı SGK Başmüfettişi ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Derneği Genel Başkanı İsa Karakaş oldu. “Sosyal Güvenlik Ve İş Mevzuatında Değişiklikler”  konusunda açıklamalarda bulunan Karakaş, Torba Yasası’nın içerik olarak çok yeni olmadığını, geçmişte de buna benzer yasaların sıklıkla çıktığını söyledi. Torba Yasayı geçmişte çıkan yasalardan ayıran en büyük özelliğinin ise çok daha kapsamlı hazırlanmış olması olarak niteleyen Karakaş, “Cumhuriyet tarihinin en büyük torba yasası budur. Hatta diğerlerine oranla buna çuval yasası bile diyebiliriz. İçeriği çok geniş” dedi.

Yasa ile ilgili olarak en çok sorulan sorulardan bir tanesinin: “Kıdem tazminatı kaldırılıyor mu?” olduğuna da vurgu yapan Karakaş; “Yasada kıdem tazminatının kalkacağına ilişkin en küçük bir ifade yok. Böyle bir şeyi işverenler de, çalışanlar da şu anda istemiyor zaten” dedi. TORBA KANUN’DAKİ DİĞER YENİLİKLER
Karakaş; Torba Kanun’un, özellikle tarım çalışanlarının sosyal güvencesi konusundaki büyük yenilikler getirdiğini,  tarımda hizmet akdiyle geçici işlerde çalışanların sosyal güvenceye kavuşturulması için önemli bir düzenleme yapıldığını belirtti.

“5510 Sayılı Kanun’la 1 Ekim 2008 sonrasında bu konuda büyük bir boşluk ortaya çıkmıştı” diyen Karakaş; “Çünkü 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle, 2925 Sayılı Kanun kapsamında tarım SSK’lılığı donduruldu. Yeniden müracaat alınmamaya başlandı. Ancak 5510 Sayılı Kanun’da bunun yerini tutacak bir düzenleme de yapılmamıştı. Bunun iki anlamı vardı. 2925 Sayılı Kanun, uygulandığı şekliyle zaten tarım çalışanlarının sosyal güvenlik ihtiyacını karşılamıyordu” dedi. Daha önemlisinin 5510 Sayılı Kanun gibi, tüm nüfusu genel sağlık sigortası kapsamına almaya çalışan bir kanunla, nüfusun önemli bir kısmını oluşturan tarım kesimi güvence dışında bırakılmış olduğuna işaret eden Karakaş,  ”İşte 5510 Sayılı Kanun’un ortaya çıkardığı bu olumsuz sonuç, Torba Kanun’daki düzenlemeyle bir ölçüde giderilmiş olacak. Bir ölçüde diyorum, çünkü yeni düzenlemede getirilen sigortalılık esasları tarım 4/b sigortalılarıyla aynı. 2925 Sayılı Kanun’un sunduğu imkanlar ise, sigortalılar yönünden bakıldığında çok daha uygundu. Ayda 15 gün üzerinden prim ödemesi yapıyordunuz. Belki gün sayınız yavaş artıyordu. Ancak zaten 3 bin 600 gün üzerinden emekli olduğunuz için sorun kalmıyordu. Üstelik prim ödemelerinizi ertesi yılın Şubat ayı sonuna kadar yapabiliyordunuz. Prim ödemesi yaptığınız sürece sağlık güvenceniz de vardı. O nedenle 1 Ekim 2008 öncesinde 2925 Sayılı Kanun’a göre tarım SSK’lılığı başlatanlara, bu sigortalılıklarını sakın ola ihmal etmemelerini şiddetle tavsiye ediyorum” dedi. Torba Kanun ile 2925 Sayılı Kanun’a tabii tarım SSK’lıları ile ilgili de bazı haklar tanındığını da belirten Karakaş, “Tarım SSK’ları ile bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, genel sağlık sigortalısı oldukları ve sağlanan sağlık yardımları ile diğer haklardan yararlanacakları hüküm altına alınmış oldu. Dolayısıyla tarım SSK primi ödeyerek aynı zamanda genel sağlık sigortalısı olacaklar. Böylece tarım SSK primi yanında, ayrıca genel sağlık sigortası primi ödeme yükümlülüklerinin olup olmadığı tartışması da ortadan kalmış oldu.Torba Kanun, tarım SSK’lılığı konusunda bir başka tartışmayı da açıklığa kavuşturdu. 5510 Sayılı Kanun’un aslında iki ayrı yürürlük tarihi mevcuttu. İlki 1 Mayıs 2008 diğeri ise, 1 Ekim 2008 tarihiydi. Aynı şekilde 5510 Sayılı Kanun’un yürürlükten kaldırdığı diğer kanun veya maddeleri açısından da, yürürlükten kaldırılma tarihleri yönünden kafa karışıklıkları olabiliyordu” dedi. “1 Mayıs 2008-30 Eylül 2008 devresindeki iş ve işlemler açısından, 5510 Sayılı Kanun’un bazı hükümlerinin farklı yorumlanması söz konusu olabiliyordu” diyen SGK Baş Müfettiği Karakaş,  “Bu çelişki, 1 Mayıs 2008-30 Eylül 2008 devresinde 2925 Sayılı Kanun’a göre tarım SSK başvurusu yapan kişiler için de geçerliydi. O tarih aralığında pek çok kişi, SGK’ya daha çok da posta yoluyla tarım SSK’lılığı başvurusunda bulunmuştu. Açık bir düzenleme olmadığı için, bu döneme denk gelen başvuruların nasıl değerlendirileceği belirsizdi. İşte Torba Kanun bu konuyu da açıklığa kavuşturuyor. Bu tarihler arasında başvuruda bulunanların 2925 Sayılı Kanun esaslarına göre değil de, yeni getirilen tarım SSK’lılık esaslarına göre işlem göreceği belirtilmiş. Yeni esaslar 6111 Sayılı Torba Kanun’un ek 5. maddesinde yer alıyor. Bu nedenle 1 Mayıs 2008-30 Eylül 2008 devresinde tarım SSK’lılık başvurusunda bulunanların 6111 Sayılı Kanun’un ek 5′inci maddesine göre tarım sigortalısı olacaklarını söyleyebiliriz” dedi.

Öğleden sonra gerçekleşen seminerin ikinci bölümünde  “SGK Borçlarının Yapılandırılmasının Usul ve Esasları” konusunda ise Türkiye Belediyeler Birliği SGK İş Hukuku Danışmanı Mahmut Çolak konuştu. Çolak, açıklamasının başında 6111 Sayılı Yasa uygulamasında yapılandırma ile ilgili hükümler ve teşvik uygulamasının bir af yapılandırması olmadığının altını çizdi.  TORBA YASA’YLA SGK’YI İLGİLENDİREN HANGİ ALACAKLAR, NASIL HESAPLANACAK?
Çolak: “Sigorta primi, emeklilik keseneği, kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi, isteğe bağlı sigorta primi, topluluk sigortası primi, SGK tarafından takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı asılları. Bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihten, Kanunun yayınlandığı 25 Şubat 2011’e kadar geçen süre için TEFE/ÜFE (enflasyon) oranları esas alınarak hesaplanacak. Ortaya çıkan bu tutarın ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamından vazgeçilecek”dedi.

Çolak: “30 Kasım 2010 itibarıyla bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin SGK tarafından resen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edildiği halde ödenmemiş eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asıllarının, başlangıç tarihinden 25 Şubat 2011’e kadar geçen süre için TEFE/ÜFE esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamından vazgeçilecek” diye konuştu.

Çolak konuşmasını “31 Aralık 2010’a kadar işlenen fiillere ilişkin olup, Kanunun çıktığı 25 Şubat 2011’den önce kesinleştigi halde ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının yüzde 50’si ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihten 25 Şubat 2011’e kadar geçen süre için TEFE/ÜFE oranı esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi halinde, idari para cezası asıllarının kalan yüzde 50’si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamından vazgeçilecek”diye sürdürdü. YANİ PARA CEZALARININ ASILLARININ YÜZDE 50’SİNİ DE SİLİNİYOR
“Kalan yarısına enflasyon işleterek bir tutar belirliyoruz. Bunu öderse, idari para cezası aslının yarısını siliyoruz” diyen  Mahmut Çolak; “Peki borcun aslı ödenmiş ama faizi, zammı vb. fer’i kısmı hiç ödenmemişse ne olacak?” sorusuna da: “Bu üç konuda alacak asılları tamamen ödenmiş, ama fer’ileri, Kanunun çıktığı 25 Şubat 2011’den önce ödenmemişse, bu fer’i alacağın yüzde 40’ının ödenmesi halinde, kalan yüzde 60’ının tahsilinden vazgeçilecek” şeklinde cevağladı.
“Tahakkuk etmiş ama daha dava açma süresi bitmemiş idari para cezası alacakları için de vazgeçilecek oran yüzde 25 mi olacak?” şeklindeki soruya da “Daha yüksek bir oran. 31 Aralık 2010’a kadar işlenen fiillerle ilgili tahakkuk etmiş ve dava açılmış veya dava açma süresi sona ermemiş idari para cezası asıllarının yüzde 25’i ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihten, 25 Şubat 2011’e kadar geçen süre için TEFE/ÜFE oranı esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi halinde, borç aslının kalan yüzde 75’i ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamından vazgeçilecek” diye cevap verdi. 2008 YILINDAKİ YAPILANDIRMAYA BAŞVURMUŞ AMA TAMAMLAYAMAMIŞ OLANLARIN TAMAMI AFTAN YARARLANABİLECEK Mİ?
“2008 yılındaki yapılandırmalardan yararlananların bazıları, ekonomik krizin yaşandığı dönemlere de denk gelmesi nedeniyle taksitlerini ödeyemedi ve yapılandırması bozuldu” diyen Çolak: “Yapılandırması 12 taksite kadar olanlardan ödemediği taksit sayısı 4’den fazla olmayanlar, 24 taksite kadar olanlardan ödemediği taksit sayısı 8’den fazla olmayanlar talep ederlerse, bozulmuş olan yeniden yapılandırma anlaşması aynı hükümlerle ihya edilecek. Bu Kanunun yayınlandığı tarihe kadar yapmış oldukları ödemeler, anılan Yapılandırma Kanunu hükümlerine göre mahsup edilecek. Ancak bu kişilerin bu haktan yararlanabilmesi için süresinde ödemediği veya eksik ödediği taksitlerin ödeme süresinin sona erdiği tarihten, ödemenin yapılacağı tarihe kadar, Devlet İç Borçlanma Senedine (DİBS) uygulanan aylık faiz oranına bir puan eklemek suretiyle uygulanacak faiz ile bir tutar hesaplanacak. Tutarın tamamının 1 Ağustos 2011’e kadar ödenmesi gerekecek” dedi.
NE ZAMANA KADAR BAŞVURULABİLİR?
Çolak; “Kanun 25 Şubat 2011 tarihini izleyen ikinci ayın sonu diyor. Yani 30 Nisan 2011 tarihinde. Ancak bu tarih resmi tatile denk geldiği ve 1 Mayıs da resmi tatil olduğu için son başvuru tarihi 2 Mayıs 2011 tarihidir” dedi. NEREYE BAŞVURACAĞIM? BAŞVURURKEN YANIMDA HANGİ BELGELER OLMALI?
SGK’ya olan borçların yeniden yapılandırılabilmesi için, işverenlerce e-sigorta kullanıcı kodu ve şifresi ile internet üzerinden başvurulabileceği gibi, başvuru formu veya dilekçe ile birlikte işyerinin işlem gördüğü Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne/Sosyal Güvenlik Merkezine de müracaat edilebilecek. İşyeri Ankara ilinin Çankaya ilçesinde faaliyet gösteren bir işverenin, borçlarının yeniden yapılandırılması amacıyla, Ulucanlar Sosyal Güvenlik Merkezine müracaat etmesi gerekiyor. Borçlu sigortalılar da sigortalı dosyalarının işlem gördüğü Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne /Sosyal Güvenlik Merkezi’ne müracaat etmeli. İşverenler ve sigortalılarca, başvuru sırasında borcun ne şekilde ödeneceğinin (peşin veya talep edilen taksit süresinin) belirtilmesi yeterli. Ancak kapsama giren borçlar için daha önce dava yoluna başvurulmuş ise davadan vazgeçildiğine dair taahhütnamenin doldurulması gerekmektedir. BORCUMU YAPILANDIRDIM, İLK TAKSİT ÖDEMESİNİ NE ZAMAN YAPACAĞIM?
Ödenecek tutarların ilk taksitinin en geç 30 Haziran 2011 tarihine kadar ödenmesi gerek. Takip eden ödemelerin de 2’şer aylık dönemler halinde azami 18 taksitte yapılması gerek. Kira alacakları için bu süre yukarıda da ifade edildiği gibi 31 Mayıs 2011. ÖDEMEDE TAKSİT SEÇNEKLERİM NE, HANGİ TAKSİT DAHA AVANTAJLI?
Ödemenin taksitle yapılması halinde müracaat esnasında 6, 9, 12 veya 18 eşit taksit seçeneğin birinin tercihi zorunlu. Belirlenen tutar 6 eşit taksit için 1.05, 9 eşit taksit için 1.07, 12 eşit taksit için 1.10, 18 eşit taksit için 1.15 katsayısı ile çarpılacak. Bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle 2’şer aylık dönemler halinde ödenecek taksit tutarı belirlenecek. Tercih edilen taksit süresinden daha erken ödeme yapılması halinde ise ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilecek. KREDİ KARTIMLA ÖDEYEBİLİR MİYİM?
Kredi kartıyla ödenebilecek. İlgibi bankaların borç tutarını taksit ödeme aylarında hesaplarına borç kaydetmek şartıyla, ödeme tarihi olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas alınarak ödeme yapılabilecek.

TAKSİTİ GECİKTİRİRSEM NE OLACAK?
Taksitlerden bir takvim yılında 2 veya daha az taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi gerekecek. TAKSİTİ EKSİK ÖDERSEM NE OLACAK?
Bu şekilde de ödememek veya bir takvim yılında 2’den fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Taksit tutarının % 10’unu aşmamak şartıyla 5 TL’ye kadar yapılmış eksik ödemeler bu Kanun hükümlerini ihlal etmiş sayılmayacak.




Foto Galeri

UZMANLAR TORBA YASASINDAKİ  DEĞİŞİKLİKLERİ ANLATTI